Wordpress SEO Nedir?

WordPress SEO Nedir? Nasıl Yapılır?

WordPress, dünyadaki en popüler içerik yönetim sistemlerinden biri olup SEO (Arama Motoru Optimizasyonu) konusunda da güçlü bir altyapıya sahiptir. WordPress SEO, WordPress tabanlı bir web sitesinin arama motorlarında daha görünür olmasını sağlamak için yapılan tüm site içi ve site dışı optimizasyon çalışmalarını ifade eder. Bu, teknik ayarlardan kaliteli içerik üretimine ve dış bağlantı (backlink) inşasına kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. WordPress SEO sayesinde sitenizin organik trafiğini artırabilir, hedef kitleye daha kolay ulaşabilirsiniz. Bu rehberde, yeni başlayanlardan temel teknik bilgiye sahip kullanıcılara kadar herkes için işe yarayacak WordPress SEO ipuçları ve stratejilerini derledik.

WordPress SEO Nedir?

Öncelikle SEO nedir? SEO, “arama motoru optimizasyonu”nun kısaltmasıdır ve web sitenizi Google gibi arama motorlarında üst sıralara çıkarmak için yapılan teknik ve içerik odaklı iyileştirmeleri içerir. WordPress SEO ise bu optimizasyon tekniklerinin WordPress sitelerine uygulanmasıdır. WordPress altyapısı, temiz kod yapısı ve SEO dostu özellikleriyle bilinir. Örneğin, WordPress çekirdeği SEO en iyi uygulamalarını takip eden bir kodlamaya sahiptir; bu da arama motorlarının sitenizi tarayıp anlamasını kolaylaştırır. Hatta WordPress, “SEO’ya uygun” bir platform olarak ün yapmıştır ve birçok kullanıcı blog veya site oluştururken WordPress’i bu yüzden tercih eder.

Ancak WordPress için SEO çalışmaları, platformun sağladığı varsayılan avantajlarla sınırlı kalmamalıdır. WordPress’in SEO dostu bir temel sunması tek başına yeterli değildir; sitenizin arama motoru görünürlüğünü maksimize etmek için ek optimizasyonlar yapmanız gerekir. Başka bir deyişle, SEO yalnızca arama motorlarını “kandırmak” değil, sitenizi yapısal olarak iyi organize etmek, kaliteli ve değerli içerik sunmak demektir. Arama motorları (özellikle Google), genellikle web sitelerine en büyük ziyaretçi kaynağını oluşturur. Bu nedenle WordPress sitenizi SEO uyumlu hale getirmek, daha fazla organik trafik almak ve potansiyel müşterilere/okuyuculara ulaşmak için kritik önemdedir.

Kısaca özetlemek gerekirse: WordPress SEO çalışması, WordPress sitenizin teknik altyapısından içerik stratejisine kadar pek çok boyutta arama motorlarına uyumlu hale getirilmesidir. Bu bir defalık bir iş olmaktan ziyade, sürekli takip ve iyileştirme gerektiren bir süreçtir. Aşağıda, WordPress sitenizin SEO’sunu geliştirmek için yapmanız gerekenleri adım adım ele alıyoruz.

WordPress SEO Nasıl Yapılır?

WordPress sitenizin SEO’sunu iyileştirmek için izlemeniz gereken belli başlı adımlar vardır. Genel hatlarıyla WordPress SEO kurulumu ve optimizasyonu şu bileşenleri içerir:

  1. Temel Ayarların Yapılması: Öncelikle WordPress’in kendi ayarlarından SEO’yu etkileyenleri doğru şekilde yapılandırmalısınız. Örneğin, sitenizin arama motorlarına kapalı olmadığından emin olmak, kalıcı bağlantı (permalink) yapısını SEO dostu hale getirmek ve WordPress SEO ayarları kapsamında SSL/HTTPS kullanmak bu aşamanın parçasıdır. Ayrıca, ihtiyaçlarınıza uygun bir SEO eklentisi kurarak gerekli yapılandırmayı yapmak da kurulum adımına dahildir.
  2. Site İçi SEO (On-Page SEO): Web sitenizin içerik ve teknik altyapısını arama motorları için optimize edin. Anahtar kelime araştırması yaparak kullanıcıların aradığı konulara yönelik içerik üretin, başlık etiketlerini (title), meta açıklamalarını ve alt başlıkları uygun şekilde kullanın. İçeriklerinizde odak anahtar kelimelerinizi ve ilgili terimleri (semantik SEO yaklaşımıyla) doğal biçimde geçirin. Site içi linklemeler, kategori ve etiket yapısı, görsel optimizasyonu gibi konular da bu kapsamdadır (detaylarını birazdan inceleyeceğiz).
  3. Site Dışı SEO (Off-Page SEO): Sitenizin diğer web siteleriyle olan etkileşimini ve internet üzerindeki itibarını güçlendirin. Özellikle kaliteli backlink (geri bağlantı) edinme çalışmaları, sosyal medya görünürlüğü ve marka bilinirliği oluşturma gibi faaliyetler site dışı SEO’nun merkezinde yer alır. Diğer sitelerden gelen bağlantılar, arama motorlarına sizin sitenizin güvenilir ve otoriter olduğunu gösterir. Bu alanda gerekirse bir WordPress SEO uzmanı veya WordPress SEO danışmanı ile çalışarak strateji geliştirmeyi düşünebilirsiniz.
  4. Teknik SEO ve Performans: WordPress sitenizin teknik açıdan sorunsuz ve hızlı çalışması, SEO başarısının temel koşullarındandır. Site hızınızı artırmak (önbellekleme, kod optimizasyonu, CDN kullanımı vb.), mobil uyumluluğu sağlamak (duyarlı bir tema ile) ve site güvenliğini/SSL kullanımını garantiye almak arama motoru sıralamalarınızı olumlu etkiler. Google, sayfa hızını ve mobil uyumluluğu önemli sıralama kriterleri olarak görmektedir. Bu nedenle teknik SEO iyileştirmelerini ihmal etmeyin.
  5. Analiz, Takip ve Süreklilik: SEO tek seferlik bir iş değildir; düzenli analiz ve güncellemeler gerektirir. Google Search Console ve Google Analytics gibi WordPress SEO araçları ile sitenizin performansını izleyin, hangi arama terimlerinden trafik geldiğini analiz edin ve gerektiğinde içeriklerinizi/stratejinizi güncelleyin. Ayrıca, SEO eklentilerinin sunduğu analiz özelliklerinden veya Ahrefs, Semrush gibi gelişmiş araçlardan faydalanarak rekabet analizi yapabilirsiniz. Bu sayede hangi noktalarda iyileştirmeye açık olduğunuzu görüp çalışmalarınızı o yönde yoğunlaştırabilirsiniz.

Yukarıdaki adımların her birini daha detaylı şekilde açıklayalım. Aşağıda site içi SEO, site dışı SEO, görsel (resim) SEO, kategori SEO gibi alt başlıklarda WordPress sitenizi optimize etmek için yapabileceklerinizi adım adım ele alacağız. Ayrıca WordPress’in kendi SEO ayarlarına, WordPress vs. Wix platform karşılaştırmasına, en iyi SEO eklentilerine ve “SEO eklentisiz olur mu?” sorusuna da değineceğiz.

WordPress Site İçi SEO

Site içi SEO, web sitenizin kendi yapısı ve içeriği üzerinde yapılan optimizasyonları kapsar. Amaç, arama motorlarına sitenizin ne hakkında olduğunu net bir şekilde anlatabilmek ve kullanıcıların aradıkları bilgilere kolayca ulaşmasını sağlamaktır. WordPress site içi SEO’sunu geliştirmek için aşağıdaki unsurlara dikkat etmelisiniz:

  • Kaliteli ve Anahtar Kelime Odaklı İçerik: İçerikleriniz özgün, faydalı ve kullanıcıların aradığı konuları karşılayacak nitelikte olmalıdır. Bir blog yazısı veya sayfa oluştururken, öncelikle hedeflediğiniz konuyla ilgili bir anahtar kelime belirleyin (ör. “wordpress güvenlik ipuçları” gibi) ve içeriğinizi bu tema etrafında yapılandırın. Bu odak anahtar kelimeyi başlıkta, ilk paragrafta ve uygun yerlerde geçirirken, aynı zamanda o konuyla ilişkili semantik kelimeleri de kullanın. Örneğin, “WordPress güvenlik ipuçları” için içerikte WordPress için SEO açısından da değeri olabilecek “güvenlik eklentileri, site yedekleme, iki faktörlü kimlik doğrulama” gibi ilgili kavramlara yer verebilirsiniz. Unutmayın, içeriklerinizi hem kullanıcılar hem arama motorları için anlaşılır kılmak önemlidir; anahtar kelime kullanımı doğal olmalı, kesinlikle spam yapacak şekilde aşırı tekrar olmamalıdır.
  • Başlık Etiketleri (Title) ve Meta Açıklamaları: Her sayfa veya yazınız için SEO başlığı (title tag) ve meta description metni belirleyin. Başlık etiketi, arama sonuçlarında görünen mavi linktir ve yaklaşık 50-60 karakter içinde hedef anahtar kelimenizi barındıran çekici bir başlık olmalıdır. Meta açıklaması ise 150-160 karakter civarında, sayfanın içeriğini özetleyen ve kullanıcıyı tıklamaya teşvik eden bir açıklama yazısıdır. WordPress’in kendisi bu meta etiketlerini özelleştirme imkânı sunmaz, ancak Yoast SEO, Rank Math gibi SEO eklentileri ile her yazının başlık ve meta açıklamasını kolayca düzenleyebilirsiniz. Örneğin, bir SEO eklentisi kurup etkinleştirdikten sonra her yazının altında bu alanları doldurabilir ve Google’da nasıl görüneceğinin önizlemesini görebilirsiniz. Başlık ve açıklamalarda anahtar kelimenizi geçirmeniz iyi bir uygulamadır, ancak önemli olan tıklamaya değer, anlamlı bir mesaj vermektir (sadece anahtar kelime yığınları değil).
  • URL ve Kalıcı Bağlantılar: WordPress site içi SEO’da URL yapısı büyük rol oynar. Yazı ve sayfalarınızın URL’lerinin anlaşılır ve içerikle alakalı olması gerekir. WordPress’te “Kalıcı Bağlantılar” ayarını Yazı İsmi (Post name) olacak şekilde ayarlamalısınız ki URL’leriniz siteadresiniz.com/ornek-yazi-basligi formatında olsun. Anlamsız ID veya tarih içeren URL formatlarından kaçının (örn. site.com/?p=123 gibi URL’ler SEO dostu değildir). Anlaşılır ve anahtar kelime içeren bir URL, kullanıcıların da arama motorlarının da sayfa içeriğini daha iyi anlamasını sağlar. Mevcut sitenizde hala düz metin yerine sayı-ID içeren URL’ler varsa, geçiş yaparken dikkatli olun; 6 aydan eski sitelerde URL yapısını değiştirmek trafik kaybına yol açabilir (yönlendirme yapmak gerekir). Yeni kurulan sitelerde ise ilk iş kalıcı bağlantıyı doğru biçimde ayarlayın.
  • Başlıklar ve Alt Başlıklar: İçeriklerinizde hiyerarşik başlık yapısını kullanın. Her sayfanın bir tane birincil başlığı (H1 etiketi, genelde yazı başlığı otomatik H1 olur) olmalı, ardından konu içinde bölümler varsa heading, H2, H3 gibi alt başlıklarla yapıyı düzenlemelisiniz. Bu hem okuyucuların metni kolay taramasını sağlar hem de arama motorlarına içeriğin yapısını ve önemli kısımlarını belli eder. Örneğin, bu yazının içinde kullandığımız her bir bölüm (H2 etiketli) WordPress SEO’nun farklı bir yönünü ele alıyor. Alt başlıklarda ilgili anahtar kelimelerin bulunması (mantıklı olduğu sürece) SEO’ya katkı sağlayabilir, ancak önceliğiniz içerik bütünlüğü ve kullanıcı deneyimi olmalı.
  • İç Linkleme (Dahili Bağlantılar): Kendi sitenizdeki sayfalar arasında stratejik bağlantılar kurmak, site içi SEO’nun en güçlü araçlarından biridir. Yeni bir yazı yayınladığınızda, o yazıyla alakalı olabilecek önceki içeriklerinize mutlaka bağlantı verin. Örneğin, “WordPress Resim SEO” konusunu anlattığınız bir yazıda, daha önce yazdığınız “Site Hızını Artırma” başlıklı bir yazıda görsel optimizasyonundan bahsettiyseniz, bu iki yazıyı karşılıklı olarak bağlayın. İç linkler, arama motorlarının sitenizdeki sayfalar arasında geçiş yapmasını kolaylaştırır ve ayrıca link verilen sayfaların otoritesini artırmaya yardımcı olur. Nitekim arama motorları, bir sayfanın değerini belirlerken diğer sayfalardan gelen bağlantıları da göz önünde bulundurur. Sitenizdeki sayfalar arası linkler de PageRank akışına katkı sağlayarak ilgili sayfanın sıralamasını yükseltebilir. Her yeni içerikte konuyla ilgili en az birkaç eski yazınıza link vermeyi bir alışkanlık haline getirin. Bu sayede hem kullanıcılar sitenizde daha fazla vakit geçirir (ilgilendikleri diğer konulara kolayca geçerler), hem de arama motorları sitenizi daha bütüncül bir kaynak olarak görür. Eğer sitenizde çok sayıda içerik varsa ve elle iç bağlantı vermek zor geliyorsa, bazı SEO eklentileri iç link önerileri sunan özellikler barındırır (örneğin Rank Math ve AIOSEO’nun “link asistanı” gibi araçları). Yine de otomasyona bırakmadan, yazı yazarken ilgili eski içerikleri hatırlayıp link vermek en sağlıklı yoldur.
  • Görsel Optimizasyonu: Site içi SEO’nun önemli bir parçası da WordPress Resim SEO olarak ayrıntılandıracağımız görsel optimizasyonudur, ancak kısaca değinelim: İçeriklerinize eklediğiniz görsellerin dosya adlarının anlamlı olmasına, uygun alt metin (alt text) taşımasına ve boyut olarak optimize edilmiş olmasına dikkat edin. Örneğin, bir yazıya ürün fotoğrafı eklerken, dosya adını urun-model-adi.jpg şeklinde belirleyip alt metnine “XYZ Model Ayakkabı – Siyah” gibi açıklayıcı bir metin girmeniz arama motorlarına o görselin ne hakkında olduğunu anlatır. Alt metinler, Google gibi arama motorlarının görselleri indekslemesi ve anlaması için kritik önem taşır ve mutlaka kullanılmalıdır. Ayrıca, büyük boyutlu görüntüler sayfa yüklenme süresini yavaşlatır; WordPress, 5.5 sürümünden beri görüntüleri gecikmeli yükleme (lazy load) özelliğini varsayılan olarak aktifleştirmiştir, bu performansa yardımcı olur ancak görüntülerinizi yüklemeden önce de optimize etmelisiniz (örneğin uygun çözünürlükte kaydedip, sıkıştırma yapmak). Görsel optimizasyonunun detaylarını WordPress Resim SEO başlığında ayrıca ele alacağız.
  • Kullanıcı Deneyimi ve Diğer Faktörler: Arama motorları, site içi faktörleri değerlendirirken kullanıcı davranışlarını ve deneyimini de dolaylı olarak göz önünde bulundurur. Bu nedenle, sitenizin hızlı açılması, gezintinin kolay olması, tasarımının mobil cihazlarda sorunsuz çalışması çok önemlidir. Google, mobil uyumluluğu bir sıralama faktörü olarak kullanmaktadır; WordPress sitenizin mobil cihazlarda rahat okunabilir olduğundan emin olun (çoğu modern WordPress teması zaten duyarlı tasarımlıdır, ancak özelleştirmeler yaparken mobil görünüme özen gösterin). Site hızı konusu da kritik: Yavaş açılan bir site kullanıcıları kaçırdığı gibi Google sıralamalarında da geri düşebilir. Çeşitli önbellek eklentileri (WP Rocket, W3 Total Cache gibi) kullanarak veya hosting seviyesinde önbellekleme ile sitenizi hızlandırabilirsiniz. İmaj optimizasyonu, gereksiz eklentileri kaldırma, kod küçültme (minification) gibi tekniklerle performansı artırın. Google’ın yaptığı açıklamalara göre hızlı yüklenen siteler arama sonuçlarında avantajlı konumdadır.
  • Güvenlik ve SSL: WordPress site içi SEO deyince belki ilk akla gelmeyebilir ancak güvenlik de dolaylı bir SEO unsurudur. Hacklenen, zararlı yazılım bulaşan siteler arama motorları tarafından listelerden çıkarılabilir veya uyarı ile gösterilebilir. Bu yüzden sitenizin güvenliğini sağlamanız (güncellemeleri yapmak, güvenlik eklentileri kullanmak) önemlidir. Öte yandan, HTTPS kullanımı artık bir standart haline geldi. Bir SSL sertifikası edinerek sitenizi https:// ile çalışır hale getirin. Google, HTTPS kullanan sitelere ufak da olsa bir sıralama avantajı vermekte ve tarayıcılarda güvensiz site uyarılarının önüne geçmek için bunu şart koşmaktadır. Neyse ki, çoğu hosting sağlayıcı Let’s Encrypt gibi ücretsiz SSL sertifikalarını kolayca kurmanıza olanak tanıyor. Bu kurulumun ardından WordPress Ayarlar > Genel bölümünden site adreslerinizi https:// olacak şekilde güncellemeyi unutmayın.
  • Yorumlar ve Etkileşim: WordPress’in blog yapısının güzel yanlarından biri, kullanıcı yorumlarına imkân tanımasıdır. Kaliteli yorumlar ve tartışmalar, sayfanızın güncelliğini ve kullanıcı etkileşimini gösterir ki bu dolaylı olarak SEO’ya pozitif yansıyabilir (kullanıcıların sitede kalma süresini artırır, yeni içerik sinyali verir vb.). Ancak dikkat: Spam amaçlı veya alakasız yorumlar yayınlandığında tam tersi etki yapabilir. Mutlaka bir spam filtresi (WordPress ile gelen Akismet gibi) kullanarak gereksiz yorumları engelleyin. Yorumları düzenli denetleyin; gerçek kullanıcılardan gelen sorulara cevap vermek hem iyi bir kullanıcı deneyimi sağlar hem de içeriğinizi zenginleştirir. Fakat sırf yorum almak için değersiz içerikli yorumlara izin vermeyin. Kısacası, kullanıcı etkileşimi sitenizin canlı olduğunu gösteren bir metriktir ve SEO çalışmalarınıza katkıda bulunur, ama kaliteyi her zaman ön planda tutun.

WordPress Site Dışı SEO

Site dışı SEO, web sitenizin dış kaynaklar tarafından referans alınması ve internet genelindeki otoritesinin artırılmasıyla ilgilidir. Bir WordPress site için de site dışı SEO çalışmaları diğer platformlarla temelde aynıdır: kaliteli backlink’ler edinmek, marka bilinirliği sağlamak, sosyal medyada varlık göstermek ve güvenilir bir itibar oluşturmak. Arama motorları, bir sitenin ne kadar otoriter ve güvenilir olduğunu anlamak için başka sitelerden ona verilen bağlantıları önemli bir sinyal olarak kabul eder. Hatta SEO uzmanlarının ortak görüşüne göre backlink’ler, Google’ın sıralama algoritmasındaki en kritik faktörlerden biridir – yapılan bir Moz araştırması, backlink’lerin arama sıralamalarını belirlemede yaklaşık %30 paya sahip olduğunu göstermiştir.

Site dışı SEO’nun en önemli parçası olan backlink3konusuna öncelikle odaklanalım:

  • Backlink Kalitesi: Her backlink aynı değildir. Az ama kaliteli sitelerden gelen bağlantılar, çok sayıda alakasız veya düşük kaliteli siteden gelen bağlantılardan çok daha değerlidir. Örneğin, sektörünüzle ilgili otorite konumundaki bir haber sitesinden veya popüler bir blogdan alınan tek bir link, spam içerikli veya önemsiz dizin sitelerinden alınan onlarca linkten iyidir. Bu nedenle link inşası yaparken hedefiniz, içeriğinize gerçekten değer katan ve trafik getirebilecek kaliteli siteler olmalıdır. Düşük kaliteli linkler, en iyi ihtimalle hiçbir fayda sağlamaz; en kötü ihtimalle Google tarafından tespit edilip sitenize zarar bile verebilir. Kısaca “backlink’te kalite, adetten önemlidir” diyebiliriz.
  • Backlink Edinme Stratejileri: Peki kaliteli backlink nasıl kazanılır? Bu konuda birkaç yöntem öne çıkar:
    • Özgün ve Değerli İçerik Oluşturma: Site dışı SEO aslında site içinden başlar. Eğer sitenizde gerçekten faydalı, özgün ve paylaşılabilir içeriklere yer verirseniz, zamanla başka siteler doğal olarak bu içeriklere referans vermeye başlayabilir. “Link çekme (link bait)” denilen bu strateji, örneğin kapsamlı bir rehber, infografik, araştırma verisi veya benzersiz bir araç sunmak şeklinde olabilir. Diğer web yöneticileri sizin içeriğinizi kaynak göstermek isterse organik backlink kazanırsınız.
    • Misafir Yazarlık (Guest Posting): Kendi sektörünüzdeki ilgili bloglara veya haber sitelerine konuk yazar olarak içerik hazırlayabilirsiniz. Bu içerik içerisinde veya yazar biyografinizde sitenize bir bağlantı eklemek, hem o sitenin kitlesine ulaşmanızı sağlar hem de backlink kazandırır. Misafir yazı vereceğiniz sitenin kaliteli ve sizin alanınızla ilgili olmasına dikkat edin; aksi takdirde bu yöntem etkisiz kalabilir.
    • İş Birlikleri ve Referanslar: Sektörünüzdeki diğer sitelerle karşılıklı fayda sağlayacak ortaklıklar kurun. Örneğin, benzer hedef kitleye hitap eden fakat rakip olmayan iki site birbirine referans verebilir. Ya da ürün/hizmet satıyorsanız, mutlu müşterilerinizden siteniz hakkında bahsetmelerini, inceleme yazmalarını isteyebilirsiniz. Bir başka yöntem de dijital PR çalışmalarıdır: ilgi çekici bir kampanya, araştırma sonucu veya basın bülteni ile haber sitelerinde yer almayı hedefleyebilirsiniz.
    • Sosyal Medya ve İçerik Paylaşımı: Sosyal medya platformlarında (Twitter, LinkedIn, Facebook, Instagram vs.) içeriklerinizi paylaşmak doğrudan SEO’ya etki etmese de dolaylı yoldan sitenize trafik çekerek ve doğru kişiler tarafından fark edilerek backlink fırsatları yaratabilir. Özellikle sektörünüzle ilgili forumlar, Soru-Cevap siteleri (Stack Exchange, Quora gibi) veya Facebook gruplarında uzmanlık alanınızda soruları yanıtlamak, ardından gerektiğinde kendi içeriğinize yönlendirme yapmak hem otorite oluşturur hem de bağlantı çeşitliliği sağlar. Bu tip paylaşımlarda elbette doğal ve ölçülü davranmak, reklam ya da spam izlenimi vermemek önemlidir.
    • Dizinler ve Yerel Kaynaklar: Kaliteli web dizinleri veya yerel işletme rehberlerine sitenizi eklemek de küçük de olsa katkı sağlayabilir. Özellikle işletme temelli bir WordPress siteniz varsa, Google Benim İşletmem (Google Business Profile) kaydı oluşturup oradan sitenize link vermek, ayrıca yerel sektör dizinlerinde bulunmak, yerel SEO açısından da faydalıdır.
  • Marka Bahisleri (Mentions): Sitenizin adının farklı platformlarda anılması da (link verilmeden dahi) Google tarafından markalaşma sinyali olarak algılanabilir. Özellikle sosyal medya, forumlar veya yorumlar içinde markanız geçiyorsa ve insanlar tartışıyorsa, bu dolaylı olarak otoritenizi artırabilir. Yine de bunun SEO etkisi, backlink kadar somut değildir.
  • Dikkat Edilmesi Gerekenler: Site dışı SEO yaparken kaçınılması gereken yöntemler de var. Özellikle Google’ın Web Yöneticisi Yönergeleri, yapay veya aldatıcı link tekniklerini yasaklar. Örneğin toplu link satın almak, link çiftlikleri (link farm) kullanmak, her yorum veya forum profilinize rastgele link bırakmak gibi taktikler kısa vadede işe yarıyor gibi görünse de uzun vadede sitenize ciddi zararlar verebilir. Google’ın algoritmaları (Penguin başta olmak üzere) düşük kaliteli ve manipülatif linkleri tespit edip değersizleştirir, hatta sitenize ceza uygulayabilir. Bu nedenle “Black Hat” denilen etik olmayan SEO taktiklerinden uzak durun. Backlink çalışmalarınızın doğal ve organik bir biçimde ilerlemesi en sağlıklısıdır.
  • WordPress’in Avantajları: WordPress, site dışı SEO’da dolaylı şekilde bazı avantajlara sahiptir. Örneğin, WordPress altyapısı RSS beslemesi oluşturur, bu da içeriklerinizin çeşitli platformlarda otomatik olarak görünmesine imkân tanıyabilir. Ayrıca ping servisleriyle yeni içerik yayınlandığında arama motorlarına haber verme fonksiyonu içerir. Bunlar küçük avantajlar olsa da, asıl işi yine siz yapmalısınız: kaliteli içerik ve aktif tanıtım olmadan sadece WordPress kullandığınız için backlink gelmez. WordPress siteniz için de diğer herhangi bir site gibi emek harcamanız gerekir.

Son olarak, site dışı SEO sabır gerektiren bir süreçtir. Yeni kurulan bir WordPress site, içerikleri ne kadar iyi olursa olsun, ilk aylarda çok sayıda doğal backlink almayabilir. Sabırlı olun, düzenli içerik üretmeye ve ağınızı genişletmeye devam edin. Zamanla siteniz otorite kazandıkça, hiç ummadığınız yerlerden bile bağlantılar almaya başlayabilirsiniz. Eğer rekabeti yüksek bir sektörde iseniz ve tüm bu işler için zamanınız veya uzmanlığınız yoksa, bir WordPress SEO danışmanı ile çalışmak iyi bir yatırım olabilir. Profesyonel bir SEO uzmanı, sizin adınıza doğru site dışı SEO stratejileri geliştirip uygulayarak daha hızlı sonuç almanıza yardımcı olabilir.

WordPress Resim SEO

Web sitenizdeki görsellerin arama motorlarına uygun şekilde optimize edilmesi, hem sayfalarınızın genel SEO’sunu güçlendirir hem de Google Görseller arama sonuçlarından ekstra trafik elde etmenizi sağlar. WordPress Resim SEO, sitenizde kullandığınız tüm görsel medya öğelerinin dosya adından alternatif metnine (alt text), boyutundan yüklenme hızına kadar çeşitli yönlerini kapsar.

WordPress, görsel yönetimi konusunda kullanıcılara kolaylık sağlar; her medya yüklediğinizde sizden “Alt metin” girmenizi ister, farklı boyutlarda resimler türetir ve modern sürümlerde resimleri lazy-load (tembel yükleme) tekniğiyle kullanıcıya sunar. Ancak bu varsayılan özellikleri doğru kullanmak ve gerektiğinde iyileştirmeler yapmak sizin sorumluluğunuzdadır. İşte WordPress sitenizde görüntüler için SEO yapmanın başlıca yolları:

  • Açıklayıcı Dosya İsimleri: Bir görseli WordPress ortam kütüphanesine yüklemeden önce dosya adını kontrol edin. Kameradan geldiği gibi “DSC1234.jpg” veya internetten bulup indirdiğiniz bir görselin rasgele bir kod ismiyle (abc01.png gibi) yüklenmesi doğru değildir. Dosya adını, görselin içeriğini tarif edecek şekilde yeniden adlandırın (tercihen İngilizce karakterler ve kelime aralarında tire kullanarak). Örneğin, bir blog yazısında kullanacağınız ürün fotoğrafı için dosya adını sony-kulaklik-model123.jpg gibi yapabilirsiniz. Google, görsellerin dosya adlarını indeksler ve burada anahtar kelimelerin geçmesi görsel aramalarda sıralamanızı olumlu etkileyebilir.
  • Alt Metin (Alt Text) Kullanımı: Alt etiketi, bir görsel yüklenemediğinde veya ekran okuyucular tarafından seslendirildiğinde devreye giren alternatif metindir. SEO açısından ise alt metin, arama motorlarına görselin ne hakkında olduğunu anlatmanın birincil yoludur. Her görsele uygun bir alt metin girmelisiniz. WordPress’te bir görsel yüklerken “Alternatif metin” alanına yazdığınız açıklama HTML alt özniteliği olarak sayfaya eklenir. Alt metinler kısa ama açıklayıcı olmalı; mümkünse ilgili anahtar kelimeyi içermeli ancak resmin gerçek içeriğini yansıtmalıdır. Örneğin, bir makalede WordPress dashboard ekran görüntüsü kullanıyorsanız alt metnine “WordPress yönetici paneli genel ayarlar ekran görüntüsü” gibi bir ifade yazabilirsiniz. Bu, görselin konusunu netleştirir. Arama motorları alt metni, görselin sayfayla ilişkisini anlamak ve uygun görsel arama sonuçlarında listelemek için kullanır. Ayrıca erişilebilirlik açısından da alt metinler kritik önemdedir (görme engelli kullanıcılar için).
  • Görsel Boyutu ve Biçimi: Yüksek çözünürlüklü, büyük boyutlu görüntüler hem sayfa hızınızı düşürür hem de kullanıcıların veri tüketimini artırır. WordPress’e görsel eklemeden önce mümkün olan en uygun boyutta ve formatta yüklemeye özen gösterin. Örneğin, yazı içi görseller için genellikle 800-1200 piksel genişlik yeterli olur; daha büyük resimler gerekmedikçe kullanmayın. Ayrıca doğru dosya formatını seçin: Fotoğraf tarzı görüntüler için JPEG formatı daha küçük dosya boyutu sağlar, grafik veya şeffaf arka planlı görseller için PNG gerekebilir. Son yıllarda WebP formatı da yaygınlaştı – WebP, hem JPEG hem PNG’ye kıyasla daha iyi sıkıştırma sunabilen, Google tarafından geliştirilen bir formattır ve WordPress artık WebP desteğine sahip. Uyumlu tarayıcılar için WebP versiyonlarını sunmak sayfa hızınıza katkı sağlar. Görsellerinizi yüklemeden önce bir resim optimizasyon aracından (TinyPNG, ShortPixel vs.) geçirerek %20-70 oranında boyut tasarrufu elde edebilirsiniz. Hatta WP Smush, EWWW Image Optimizer gibi eklentiler, görselleri siz yüklerken otomatik sıkıştırma yaparak işi kolaylaştırır.
  • Kontekst ve Çevreleyen Metin: Bir görselin etrafındaki metin içeriği de arama motorlarının onu anlamasında yardımcı olur. Görselinizin hemen yanında veya altında açıklayıcı bir altyazı (caption) kullanmak hem kullanıcı deneyimini artırır hem de SEO’ya ufak da olsa katkı sunabilir. Örneğin, bir infografiğe yer verdiyseniz altında onu özetleyen bir açıklama paragrafı ekleyebilirsiniz. Google, sayfadaki metin bağlamından da görselin neyle ilgili olduğunu çıkarabilir.
  • Görsel Site Haritası: Arama motorlarının sitenizdeki görselleri keşfetmesini kolaylaştırmak için bir XML görüntü site haritası kullanabilirsiniz. Popüler SEO eklentilerinin çoğu (Yoast, Rank Math, AIOSEO vb.) normal sayfa site haritasının yanı sıra görüntüleri de içeren bir site haritası oluşturur. Örneğin, AIOSEO eklentisi etkinse sitemap.xml adresinizde hem sayfalar hem görseller listelenir. Eğer herhangi bir SEO eklentisi kullanmıyorsanız, WordPress 5.5 ve üstü sürümler zaten temel bir site haritası oluşturur (/wp-sitemap.xml yolunda). Bu otomatik site haritası görsellerinizi de içerir, ancak bir SEO eklentisi kadar kapsamlı olmayabilir. Site haritasını Google Search Console’a ekleyerek arama motorlarının yeni yüklediğiniz resimleri daha hızlı indekslemesini sağlayabilirsiniz.
  • Lazy Load ve CDN Kullanımı: WordPress’in yerleşik lazy load özelliği sayesinde kullanıcı ekranda görmeden önce görüntüler yüklenmez, bu sayede ilk yükleme süresi kısalır. Bu özelliği genelde açık tutmanız SEO için olumludur (sayfa hızına katkı). Ayrıca çok resimli bir siteniz varsa, bir CDN (İçerik Dağıtım Ağı) kullanarak görsellerinizi coğrafi olarak kullanıcılara yakın sunuculardan iletebilirsiniz. Bu da yüklenme sürelerini azaltarak Core Web Vitals gibi metriklerde sitenizi iyileştirir.
  • Dekoratif Görseller: SEO açısından sadece içerikle alakalı, anlam taşıyan görsellerin alt metinle optimize edilmesi gerekir. Eğer tamamen dekoratif, tasarım amaçlı bir ikon veya süsleme grafik kullanıyorsanız, alt metnini boş bırakabilir veya CSS arka planı olarak koyabilirsiniz. Gereksiz alt metin girmek de aranabilir metni boğabilir. Özetle, her görsele alt metin ekleyin ama “sadece tasarım için” olanları istisna tutabilirsiniz (boş alt, veya role="presentation" gibi yöntemlerle).

Unutmayın, görsel SEO yalnızca Google için değil, sitenizin ziyaretçileri için de önemlidir. Optimize edilmiş görseller sayfanın hızlı açılmasını sağlar (daha iyi kullanıcı deneyimi), açıklayıcı alt metinler engelli kullanıcıların sitenizi rahatlıkla gezmesine imkân tanır ve kaliteli görseller içeriğinizi daha çekici kılar. WordPress, ortam kütüphanesi üzerinden toplu alt metin düzenleme, görsel yeniden boyutlandırma gibi işlemleri kolaylaştırdığı için avantajlısınız. Tüm görsellerinizi bu kurallara göre gözden geçirmek, gerekirse eski içeriklerde eksik alt metinleri eklemek için zaman ayırmak orta vadede SEO performansınıza olumlu yansıyacaktır.

WordPress Kategori SEO

WordPress’te içerikleri organize etmek için kullanılan kategori ve etiket yapıları, doğru kullanıldığında SEO dostu bir site hiyerarşisi oluşturmanıza yardımcı olur. Bu nedenle “WordPress Kategori SEO” kavramı, kategori ve etiketlerin arama motoru optimizasyonu açısından en iyi şekilde nasıl kullanılacağını ifade eder. Arama motorları sitenizin yapısını anlamak ve içeriklerin ilişkilerini kurmak için kategori ve etiket taksonomilerini de dikkate alır. İyi planlanmış bir kategori yapısı, kullanıcı deneyimini iyileştirmenin yanı sıra, içeriklerinizin daha iyi indekslenmesini ve belli konularda otorite kazanmanızı sağlar.

WordPress’te kategoriler, geniş konu gruplarını temsil ederken etiketler daha spesifik konular veya anahtar kelimeler düzeyinde içerik etiketlemesi yapar. Örneğin, bir teknoloji blogunuz varsa kategorileriniz “Mobil”, “Bilgisayar”, “Oyun” gibi genel başlıklar olabilir; etiketler ise daha detaylı olarak “Android”, “iPhone 14”, “RTX 3080” gibi belirli konuları temsil edebilir. Kategori ve etiket kullanımına dair en iyi uygulamalara bakalım:

WordPress kategori ve etiketlerini doğru kullanmak için şu prensiplere dikkat edin:

  • Kategorileri geniş konular için, etiketleri spesifik konular için kullanın. Kategoriler, sitenizde yayınladığınız içerikleri ana konulara göre sınıflandırır. Adeta bir kitabın içindekiler bölümü gibidir. Örneğin yemek tarifleri paylaştığınız bir blogda kategorileriniz “Ana Yemekler”, “Tatlılar”, “İçecekler” olabilir. Etiketler ise bu tariflerin içeriğine dair anahtar kelimelerdir; örneğin “vegan”, “glutensiz”, “5 dakikada” gibi etiketler tariflerin özelliklerini belirtir. Bu ayrımı doğru yapmak, kullanıcıların aradıkları alt konuları bulmasını kolaylaştırırken, arama motorlarına da daha düzenli bir site yapısı sunar.
  • Her içeriği uygun bir kategoriye yerleştirin, “Uncategorized” bırakmayın. WordPress kurulumu ile gelen varsayılan “Uncategorized” kategorisi SEO açısından bir değere sahip değildir ve profesyonel görünmez. Tüm yazılarınızı anlamlı bir kategoriye atayın. Eğer bir yazı hiçbir mevcut kategoriye uymuyorsa, belki de yeni bir kategori oluşturmanız gerekiyordur. Alternatif olarak, WordPress ayarlarından varsayılan kategorinin adını “Genel” gibi daha nötr bir şeyle değiştirebilirsiniz. Ancak ideal olan, sitenizde Uncategorized içeriğin kalmamasıdır.
  • Kategori sayfalarınızı optimize edin (açıklama ve içerik ekleyin). WordPress kategorileri arşiv sayfaları olarak listelenir; ilgili kategorideki tüm yazılar sıralanır. Bu sayfalar genellikle sadece başlık listesi şeklinde bırakılır, fakat SEO için burada bir fırsat var: Kategori arşivlerinize kısa bir açıklama/özet metni ekleyerek o kategorinin ne hakkında olduğunu belirtin. Örneğin “Mobil” kategoriniz varsa, kategori açıklamasına “Mobil teknolojiler, akıllı telefon incelemeleri ve uygulama önerileri bu kategoride.” gibi bir metin girebilirsiniz. Bu açıklama bazı temalarda kategori sayfasının üstünde görünür, görünmese bile HTML içinde yer alır. Böylece Google o sayfanın içeriğini daha iyi anlar. Kategori açıklamalarını girmek WordPress admin > Yazılar > Kategoriler bölümünden mümkün. Ayrıca Yoast gibi SEO eklentileri, her kategori için özel meta başlık ve açıklaması girmenize de olanak tanır; bunları kullanarak kategori sayfalarınızın arama sonuçlarında nasıl görüneceğini kontrol edebilirsiniz.
  • Kategori sayfalarını kullanıcı için faydalı hale getirin. Kategori arşivleri sadece liste sayfası değil, birer landing page (iniş sayfası) gibi düşünülebilir. Özellikle e-ticaret sitelerinde veya geniş içerik yelpazesi olan bloglarda, kullanıcılar genelde genel terimler arar (örneğin “makarna tarifleri” ya da “Android telefonlar”). Bu gibi aramalarda sizin kategori sayfanız ideal sonuç olabilir. O halde kategori sayfanızı zenginleştirmek mantıklı: Üst kısımda o kategoriyle ilgili kısa bir giriş paragrafı, belki öne çıkan birkaç içeriğe vurgu, alt kısımlarda içerik listesi vs. şeklinde düzenleyebilirsiniz. Böylece kategori sayfanız, kullanıcı siteye geldiğinde doyurucu bir deneyim sunar. Bu durum arama motorlarının da hoşuna gider; kategoriyi sıradan bir liste değil, değerli bir sayfa olarak görürler.
  • Etiket kullanımında seçici ve tutarlı olun. Etiketler SEO açısından çift ucu keskin kılıç gibidir. Doğru kullanırsanız faydalı olabilir, yanlış kullanımı ise sitenize zara verebilir. Her yazı için onlarca etiket oluşturmak ve bir daha o etiketleri hiçbir yazıda kullanmamak yaygın bir hatadır. Örneğin bir yazıya “seo”, “WordPress SEO”, “WordPress siteler için SEO”, “WP SEO” gibi birbirine çok benzer etiketler verirseniz, her biri için ayrı arşiv sayfası oluşur ve bu sayfalarda içerik olarak belki sadece o yazı listelenir. Bu da çoğaltılmış ve zayıf içerik sorununa yol açabilir. Etiketlerin amacı aynı konudaki birden fazla yazıyı birbirine bağlamaktır. Bu yüzden sınırlı sayıda, tekrar eden temalarda etiketler belirleyin ve onları kullanın. Tek yazıya özel, bir daha kullanmayacağınız etiketler oluşturmayın.
  • Tekil ve çoğul, benzer isimli taksonomilerden kaçının. Sitenizde bir konuyu hem kategori hem etiket olarak tanımlamamaya çalışın. Örneğin halihazırda “WordPress Eklentileri” diye bir kategoriniz varsa, ayrıca “WordPress Eklentisi” diye bir etiket oluşturmayın. Aynı kelime(ler)den oluşan kategori ve etiket sahibi olmak, Google’ın hangisini önceliklendireceğini şaşırmasına yol açabilir. Hatta bu durum dahili rekabete (kendi sayfalarınızın birbiriyle sıralama yarışına girmesi) neden olabilir. Benzer şekilde, tekil-çoğul varyasyonlar da sorun çıkarabilir (örneğin bir içeriğe hem “plugin” hem “plugins” gibi etiketler vermek gereksizdir, birini seçin). Sitenizde tutarlı bir terminoloji kullanın.
  • Breadcrumb (iz yolu) navigasyonu kullanın. Ziyaretçilerinizin ve arama motorlarının sitenizin yapısını daha iyi anlaması için breadcrumb adı verilen hiyerarşik navigasyon unsurlarını sitenize ekleyebilirsiniz. Breadcrumb genellikle her sayfanın üstünde “Anasayfa > Kategori > Alt Kategori > Yazı Başlığı” şeklinde küçük bir yol gösterir. Bu navigasyon, özellikle büyük sitelerde kullanıcıların üst kategoriye hızlı dönmesine imkan tanır. SEO açısından ise Google, breadcrumb verisini sonuçlarda göstermekte (URL yerine) ve sitenin yapısını anlamaktadır. WordPress’te breadcrumb özelliğini Yoast SEO eklentisi gibi araçlarla veya temanızın yerleşik özelliğiyle ekleyebilirsiniz. Eğer temanız desteklemiyorsa, Yoast SEO etkinleştirip “Breadcrumb’ları etkinleştir” dediğinizde ve temanızın uygun yerine küçük bir kod eklediğinizde breadcrumb’lar çalışacaktır. Bu sayede her içerik sayfasından ilgili kategori sayfasına iç link de vermiş olursunuz ki bu da kategori sayfasının SEO değerini yükseltir (daha fazla dahili link almış olur).
  • Kategori ve etiket sayfalarının indekslenmesi: Genel bir kural olmamakla birlikte, birçok SEO uzmanı çok az içeriğe sahip, zayıf kategori/etiket arşivlerini arama motorlarından gizlemeyi (noindex) tercih eder. Eğer sitenizde her kategori altında en az birkaç yazı yoksa veya etiket arşivleriniz sadece tek bir yazıdan ibaretse, bu sayfaları noindex yaparak SEO’nuzu güçlendirebilirsiniz. Çünkü kullanıcıya bir faydası olmayan liste sayfalarının dizine girmesi, “thin content” (zayıf içerik) problemine neden olabilir. Bunu yapmak için Yoast SEO eklentisi ayarlarından Etiket (Tag) arşivlerini noindex seçebilir veya kategori özelinde noindex işareti koyabilirsiniz. Ancak içerikli kategori sayfalarını indeksletmek genelde iyidir; hatta yukarıda anlattığımız gibi optimize ettiyseniz, onların da trafik getirme potansiyeli var. Bu nedenle kritik olan, içerik planınıza uygun bir taksonomi stratejisi belirlemek: Çok benzer içerikleri farklı kategorilere dağıtmamaya, kategori sayısını makul tutmaya, etiketleri ise gerçekten ihtiyaca göre kullanmaya özen gösterin.

Özetle, WordPress’te kategorileri akıllıca kullanmak SEO performansınızı olumlu yönde etkileyebilir. İyi organize edilmiş bir site, arama motorlarına güven verir ve topical authority (konu otoritesi) kazanmanızı sağlar. Örneğin, sadece “SEO” üzerine bir blogunuz varsa ve tüm içeriklerinizi düzenli kategoriler altında topladıysanız, Google zamanla sitenizi bu konuya dair otorite bir kaynak olarak değerlendirebilir. Kategori ve etiket optimizasyonu, ilk bakışta teknik detaylar gibi görünse de, büyük resimde kullanıcı deneyimini geliştirerek SEO’ya katkı sunar. Kullanıcılar sitenizde aradığını kolayca buldukça, sayfalarda daha fazla vakit geçirecek ve tekrar gelmek isteyecektir. Bu da SEO başarınızın nihai göstergelerinden biridir.

WordPress SEO Ayarları Nasıl Yapılır?

WordPress kurulumunuzu yaptıktan sonra, arama motoru optimizasyonu için mutlaka gözden geçirmeniz gereken bazı ayarlar vardır. Bu ayarlar, sitenizin arama motorları tarafından düzgün taranması ve doğru indekslenmesi için kritiktir. WordPress SEO ayarları, hem WordPress’in kendi genel ayarlarını hem de kullandığınız SEO eklentisinin yapılandırmasını kapsar. Aşağıda, adım adım WordPress’te hangi ayarları yapmanız gerektiğini inceleyeceğiz:

Arama Motoru Görünürlüğü Ayarı: WordPress’in yönetici panelinde Ayarlar > Okuma (Settings > Reading) sayfasında “Arama motoru görünürlüğü” şeklinde bir seçenek bulunur. Bu seçenek, siteyi arama motorlarından geçici olarak gizlemek için kullanılır. Yeni site kurarken içerikler hazır olana dek arama motorlarına kapalı tutmak amacıyla geliştirilmiştir ancak bazen farkında olmadan işaretli kalabilir. İlk yapmanız gereken, bu kutucuğun işaretli olmadığından emin olmaktır. Seçenek İngilizce arayüzde “Discourage search engines from indexing this site” olarak geçer ve işaretli olduğunda arama botlarına sitenizi indekslememeleri rica edilir. İndekslenmek ve bulunmak istiyorsanız, bu ayarın kapalı olması gerekir. Ayarı düzelttikten sonra “Değişiklikleri Kaydet”e basmayı unutmayın. (Not: Bu kutucuk işaretli değilse ve siteniz hala Google’da çıkmıyorsa, sorunun kaynağı farklı olabilir – örneğin yeni siteye Google’ın zaman tanıması gerekebilir veya teknik bir engel olabilir. Ancak ilk kontrol noktası burasıdır.)

Kalıcı Bağlantı (Permalink) Ayarları: WordPress’te SEO’ya en çok etkisi olan ayarlardan biri kalıcı bağlantı yapısıdır. Ayarlar > Kalıcı Bağlantılar bölümüne giderek URL yapınızı “Yazı İsmi” (Post name) seçeneğine ayarlayın. Böylece her yazınızın URL’si, başlığıyla uyumlu olarak oluşturulur (örneğin: https://siteadresin.com/wordpress-seo-ipucu). SEO dostu URL’ler hem kullanıcılar hem de arama motorları tarafından daha kolay anlaşılır. Eğer sitenizi kurarken bu ayarı yaptıysanız, sonradan değiştirmeyin; zira mevcut URL’leri değiştirirseniz eski linkler boşa düşer (yönlendirme yapmanız gerekir). Ancak varsayılan olarak “?p=123” gibi bir yapı kullanıyorsa, bir an önce “Yazı İsmi” formatına geçmek uzun vadede faydalı olacaktır. İdeal olarak, siteyi kurar kurmaz bu ayarı doğru yapmaktır.

  • WWW veya WWW’siz Site Tercihi: Web sitenizin adresini ister https://www.siteadi.com ister https://siteadi.com şeklinde kullanabilirsiniz. Teknik olarak ikisi aynı siteye işaret edebilir, ancak arama motorları bunları farklı görebilir. Bu yüzden tutarlı bir tercih yapmalısınız. WordPress kurarken belirttiğiniz site URL’si (Ayarlar > Genel kısmında “WordPress Adresi (URL)” ve “Site Adresi (URL)” olarak geçer) bu tercihi yansıtır. Eğer sitenizi www’li kullanmak istiyorsanız, bu alanlara https://www. ile başlayan adresi girin; www’siz kullanmak istiyorsanız sadece alan adıyla girin. Ardından, tercihinizin tutarlı kalması için hosting tarafında da (özellikle Apache/Nginx ayarlarında veya .htaccess dosyasında) diğer versiyonu tercih edilene yönlendiren (301 redirect) kuralı uygulanması iyi olur. Çoğu zaman, modern hostingler otomatik olarak bu yönlendirmeyi yapar. Özetle: Siteniz hem www ile hem olmadan açılıyorsa, çift indekslemeyi önlemek için birini seçip ötekini ona yönlendirin. Hangi tercihin SEO açısından daha iyi olduğuna dair net bir fark yoktur; tamamen markalaşma ve teknik tercih meselesidir. Ancak Google, sitenizin hangi versiyonunu kanonik (esas) alacağını anlaması için Search Console’da da bir domain tercihi belirtmenize imkan tanır. WordPress SEO eklentileri de genellikle kanonik URL etiketlerini otomatik ekleyerek olası sorunları giderir.
  • Site Başlığı ve Tagline (Slogan): WordPress kurulumunda “Site Başlığı” ve “Slogan” alanlarını doldurmuştunuz. Bu ayarlar, tarayıcı sekmesindeki başlık veya siteye ait bazı meta veriler için kullanılabilir. SEO eklentisi kullanıyorsanız, her sayfa için özel başlık/meta açıklama girebildiğinizden, site başlığı her sayfada görünmeyecektir. Ancak yine de Site Başlığı kısmına sitenizin adını ve ana konusunu kısaca yazarak markanızı belirtmek önemlidir. Örneğin, Site Başlığı: “İbrahim Şahin SEO” ve Slogan: “WordPress SEO Uzmanı Blogu” gibi bir kombinasyon olabilir. Varsayılan “Just another WordPress site” gibi İngilizce bir ibarenin sitenizde kalmasını istemezsiniz. Bu slogan bazı arama sonuçlarında (özellikle ana sayfa için meta açıklamanız yoksa) görünebilir, bu yüzden mutlaka sitenize özel bir ifadeyle değiştirin ya da tamamen boş bırakın. Site Başlığı ve Slogan’ı değiştirmek için Ayarlar > Genel sayfasını kullanabilirsiniz. Değişiklik yaptığınızda kaydetmeyi unutmayın.
  • XML Site Haritası Oluşturma: XML site haritası, sitenizdeki tüm önemli URL’lerin bir listesini arama motorlarına sunan bir dosyadır. WordPress 5.5 ve sonrası kendi sitemapini /wp-sitemap.xml olarak oluşturuyor olsa da, genellikle bir SEO eklentisi kullanarak daha gelişmiş bir site haritası oluşturmanız tavsiye edilir (çünkü SEO eklentileri sayfaları önceliklendirme, istemediğiniz URL’leri hariç tutma, görsel site haritası, güncellenme sıklığı gibi ekstralar sunar). Örneğin Yoast veya Rank Math eklentisini kurup etkinleştirdiğinizde otomatik olarak sitemap_index.xml veya benzeri bir adres üzerinden site haritanız aktif olur. Bunu doğrulamak ve arama motorlarına bildirmek gerekiyor. Google Search Console hesabınıza giriş yaparak sitenizi mülke ekledikten sonra, sol menüden “Site Haritaları” bölümüne gelip site haritası URL’inizi ekleyip “Gönder” diyebilirsiniz. Google birkaç saniye içinde site haritanızı kontrol edip “Başarılı” olarak işaretleyecektir. Bu, yeni içerikler ekledikçe Google’ın haberdar olması açısından çok yararlı bir adımdır.
  • Google Search Console ve Analytics Entegrasyonu: SEO ayarları kapsamında, sitenizi Google’ın araçlarına tanıtmanız da bulunuyor. Google Search Console (GSC), sitenizin Google arama sonuçlarındaki performansını izlemenizi sağlayan ücretsiz bir hizmettir. GSC’ye sitenizi ekleyip doğruladıktan sonra, Google sizin sitenizi tararken karşılaştığı hataları, indekslenen sayfalarınızı, arama sorgularınızdaki konumunuzu ve tıklanma oranlarınızı raporlayabilir. Bu veriler SEO stratejinizi yönlendirmek için paha biçilemezdir. WordPress’e GSC eklemek için öncelikle GSC’de bir hesap oluşturup sitenizi domain olarak ekleyin (veya alternatif olarak HTML dosyası yükleme ya da meta tag ile doğrulama yöntemini seçin). Bir SEO eklentisi kullanıyorsanız, çoğu eklenti bu doğrulamayı kolaylaştıracak alan sunar (örneğin AIOSEO ya da Yoast altında Search Console bölümüne doğrulama kodunu yapıştırmak gibi). GSC kurulumu ardından Google Analytics (GA) kurulumunu da yapın ki site trafiğinizi ayrıntılı şekilde takip edebilin. Google Analytics’i WordPress’e eklemek için ya klasik yöntemle takip kodunu tema dosyalarınıza ekleyebilir ya da MonsterInsights gibi bir eklenti kullanabilirsiniz. Kurulum sonrası GA üzerinden gerçek zamanlı ve geçmiş trafik verilerinizi inceleyebilirsiniz. Her iki aracı da bağlamak SEO sonuçlarınızı ölçümlemek için gereklidir; “Ölçemediğin şeyi geliştiremezsin” prensibi burada geçerlidir.
  • SEO Eklentisi Ayarları: WordPress’in kendi ayarlarını yaptıktan sonra büyük ihtimalle bir SEO eklentisi kurulu olacaktır (Yoast SEO, Rank Math, All in One SEO vb.). Bu eklentilerin ayar sihirbazlarını ilk kurulumda çalıştırmak işinizi kolaylaştırır. Örneğin Yoast SEO ilk etkinleştirmede size site türünüz, kuruluş mu birey mi olduğu, site haritası oluşturma, görünürlük tercihleri gibi sorular sorarak temel yapılandırmayı yapar. Rank Math benzer bir kurulum sihirbazıyla gelir ve hatta size odak anahtar kelime izleme, 404 hataları takibi gibi ekstraları seçme imkanı tanır. SEO eklentinizi kurarken:
    • Genel Ayarlar: Başlık ve meta ayarlarında sitenizin varsayılan başlık şablonlarını belirleyebilirsiniz. Genelde “%%page%% – %%sitename%%” gibi formatlar kullanılır. Ancak çoğu durumda her içeriğe özel başlık/meta gireceğiniz için bu ayarlar arka planda kalacaktır.
    • İçerik Türleri ve Dizinleme: Eklentiler genellikle hangi içerik türlerinin indekslenip indekslenmeyeceğini ayarlamanıza izin verir. Örneğin WordPress’de varsayılan olarak Kategoriler ve Etiketler arama motorlarına açıktır. Eğer etiketleri indekslemek istemiyorsanız, SEO eklentinizin ayarlarından Etiket taksonomisini noindex yapabilirsiniz. Benzer şekilde arşiv sayfaları (yazar arşivi, tarih arşivi gibi) eğer tek yazarlı bir blogsanız yinelenen içerik oluşturabilir; bunları da noindex yapmak isteyebilirsiniz. Yoast SEO, bu gibi ince ayarları kullanıcı dostu arayüzle sunar.
    • XML Site Haritası ve Search Console Entegrasyonu: Birçok SEO eklentisi, Google Search Console’a site doğrulaması yapma ve site haritasını otomatik gönderme işlevlerini sunar. Örneğin Rank Math ile Google hesabınıza bağlanıp Search Console verilerinizi direkt WordPress panelinden görebilirsiniz. Bu tür entegrasyonlar işinizi kolaylaştırır.
    • Gelişmiş Ayarlar (Schema, Sosyal, vs.): İyi SEO eklentileri, sayfalarınıza otomatik schema markup (yapılandırılmış veri) ekleyerek zengin sonuçlar almanıza yardımcı olur. Örneğin bir tarif sitesiyseniz, SEO eklentiniz tarif şeması ekleyip Google’ın sonuçlarda yıldız, pişirme süresi vb. göstermesini sağlayabilir. Bu ayarları eklentinizin Schema veya Zengin Sonuçlar kısmından kontrol edin. Aynı şekilde sosyal medya (Open Graph, Twitter Cards) meta etiketleri de SEO eklentileri tarafından yönetilebilir, bunları aktif edin ki paylaşımlarınız düzgün görünsün.
    • Diğer Araçlar: SEO eklentinize bağlı olarak farklı araçlar mevcut olabilir. Örneğin 404 monitörü, yeniden yönlendirme yöneticisi (404 hatalarını tespit edip 301 yönlendirmeler oluşturma), iç link önerileri, içerik analiz skoru gibi özellikler. Bu özellikleri ihtiyacınıza göre kullanabilirsiniz. Yeni başlıyorsanız, çoğu SEO eklentisinin varsayılan ayarları yeterince iyidir. Zamanla daha gelişmiş özelleştirmelere girişebilirsiniz.

WordPress SEO ayarlarını doğru şekilde yaptıktan sonra, sitenizin arama motorları için temel optimizasyonunu tamamlamış olursunuz. Özet bir kontrol listesi yaparsak:

  • Arama motoru engelleme kapalı mı? ✅
  • Kalıcı bağlantılar SEO dostu mu? ✅
  • Site başlığı/sloganı düzenli mi? ✅
  • Sitemap oluşturulup Google’a gönderildi mi? ✅
  • Search Console & Analytics kurulup veri izleniyor mu? ✅
  • SEO eklentisi kurulup temel ayarları yapıldı mı? ✅

Bu sorulara cevabınız “Evet” ise WordPress siteniz teknik SEO açısından büyük oranda hazır demektir. Elbette SEO dinamik bir alandır; zamanla Google algoritmaları güncellendikçe veya siteniz büyüdükçe yeni ayarlarla oynamanız gerekebilir. Ancak temeli sağlam kurmak, ileride oluşabilecek sorunları en baştan engeller. Örneğin, baştan doğru permalink yapısı seçmek, sonra yüzlerce içerik girince değiştirmek zorunda kalmanızı önler.

Son olarak, yaptığınız değişikliklerin etkisini takip etmeyi unutmayın. Örneğin site haritası gönderdikten sonra Search Console’da Dizin bölümünden kaç URL’nin dizine eklendiğini, hatalar olup olmadığını kontrol edin. Veya noindex yaptığınız bir sayfanın gerçekten arama sonuçlarından kaybolduğunu teyit edin. SEO bir kur ve unut işi değildir; düzenli takip ve bakım gerektirir.

En İyi WordPress SEO Eklentileri

WordPress’in güzelliklerinden biri, SEO konusunda işinizi son derece kolaylaştıracak eklentiler bulunmasıdır. “En iyi WordPress SEO eklentileri hangileri?” sorusu sık sık gündeme gelir, çünkü aralarından seçim yapabileceğiniz birçok seçenek vardır. Aşağıda, WordPress kullanıcılarının SEO amaçlı en çok tercih ettiği ve başarısını kanıtlamış eklentileri listeledik:

  • Yoast SEO: En popüler WordPress SEO eklentisi. 10+ milyon aktif kurulumu ile Yoast, birçok kişi için SEO denince akla ilk gelen eklentidir. Kullanımı kolay arayüzü sayesinde her yazınız için odak anahtar kelime belirleme, meta başlık ve açıklama düzenleme, içerik okunuşabilirlik analizi gibi özellikler sunar. Yoast, SEO konusunda temel bilgisi olmayan kullanıcıların bile rahatlıkla site optimizasyonu yapabilmesini sağlar. Ayrıca XML site haritası oluşturma, kanonik URL yönetimi, BreadCrumb (iz yolu) ekleme, sosyal medya meta etiketleri gibi pek çok işlevi tek pakette sunar. Ücretsiz sürümü çoğu ihtiyacı karşılarken, Premium sürümü birden çok anahtar kelime analizi, dahili link önerileri, yönlendirme yöneticisi gibi ek özellikler sunar. Yoast SEO’nun güvenilirliği ve başarısı yıllar içinde kanıtlanmıştır – bir Kinsta taramasına göre SEO eklentisi kullanan sitelerin %57’sinde Yoast kurulu. Bu da pazar lideri olduğunu gösteriyor.
  • Rank Math: Son yılların yükselen yıldızı. Rank Math, 2018’de piyasaya çıktığından bu yana hızla popülerlik kazandı ve birçok kişi tarafından Yoast’a güçlü bir alternatif olarak benimsendi. Hatta bazı uzmanlar tarafından “2025’in #1 WordPress SEO eklentisi” olarak lanse ediliyor. Rank Math’in öne çıkan özelliği, ücretsiz sürümünün çok zengin olması. Örneğin Yoast’ta sadece premium’da olan yönlendirme yönetimi, Rank Math’te ücretsiz sunuluyor. Sınırsız odak anahtar kelime girebilme, dahili 404 monitörü, gelişmiş schema (yapılandırılmış veri) türleri desteği, Google Search Console entegrasyonu, hatta SEO audit (site genelinde SEO denetimi) gibi özelliklerle geliyor. Arayüzü modern ve hızlı; ayrıca diğer eklentilerden geçişi kolaylaştıran sihirbazları var. Rank Math, kullanıcıları detaylı bir SEO kontrol paneliyle karşılar ve puanlama sistemiyle her sayfaya SEO skoru verir. Özellikle teknik ve detay seven kullanıcılar arasında kısa sürede çok popüler oldu. Bir istatistiğe göre, Kinsta üzerinde taranan sitelerin yaklaşık %18’inde Rank Math kullanıldığı görülmüş (Yoast’tan sonra ikinci en popüler SEO eklentisi). Rank Math, Yoast vs Rank Math rekabetinde pek çok kişiyi kendine çekmiş durumda.
  • All in One SEO Pack (AIOSEO): İlk WordPress SEO eklentilerinden biri. 2007 yılında çıkan All in One SEO, aslında Yoast’tan bile eskidir ve uzun süre en çok kullanılan SEO eklentisi olmuştur. Hala da 3+ milyon aktif kurulumu ile yaygın biçimde kullanılmaktadır. AIOSEO, 2020’de büyük bir revizyon geçirerek arayüzünü yeniledi ve özelliklerini çağdaş hale getirdi. Temel olarak Yoast ile benzer işlevleri sunar: Meta başlık/açıklama yönetimi, site haritası, sosyal meta, ekmek izi, vs. AIOSEO’nun güçlü yönü, kapsamlı bir özellik setine sahip olması ve yenilenen sürümüyle kullanım kolaylığını artırmasıdır. Ayrıca WPBeginner (Syed Balkhi’nin ekibi) tarafından satın alındığı için, sürekli güncellenmekte ve entegre ürünlerle (MonsterInsights, WPForms vb.) uyumlu çalışmaktadır. AIOSEO de tıpkı Rank Math gibi ücretsiz sürümünde birçok özellik sunuyor, pro sürümü ise video SEO, yerel SEO modülü, News sitemap, vb. ileri seviye fonksiyonlar içeriyor. Eğer Yoast arayüzünü karışık buluyorsanız, AIOSEO’nun yeni arayüzünü deneyebilirsiniz – birçok kullanıcı geçiş yapmıştır. WPBeginner ekibi kendi sitelerinde Yoast’tan AIOSEO’ya geçtiklerini ve daha memnun olduklarını belirten makaleler yayınladı.
  • SEOPress: Hafif ve gizliliğe önem veren bir SEO eklentisi. SEOPress, son dönemde adını duyuran ve beğeni toplayan bir başka alternatif. Hem ücretsiz hem pro sürümü mevcut ve uygun fiyatlı. SEOPress’in odak noktası, gereksiz reklam veya bildirimlerle kullanıcıyı rahatsız etmemesi (Yoast’ın aksine, arayüzde pazarlama mesajları yok) ve bütünleşik bir çözüm sunması. Özellikleri arasında klasik meta ayarları, site haritaları, SEO uyumlu makale analizi, sosyal medya kartları vb. yanı sıra, pro sürümde gelişmiş schema kütüphanesi, broken link detector, 404 izlemesi, Google Analytics izleme kodu yönetimi gibi ekstralar var. SEOPress hafif bir eklenti olarak bilinir, sitenizi yavaşlatmaz. Aynı zamanda geliştirici dostudur; birçok hook ile özelleştirmeye açıktır. 200 bin+ aktif kurulumu ile dev rakiplerinin gölgesinde kalsa da, kullanıcı kitlesi memnun ve hızla büyüyor. SEOPress özellikle basitlik ve performans arayanlar için ideal.
  • The SEO Framework: Otomatik ve minimal bir SEO eklentisi. Kalabalık özelliklere ihtiyacınız yoksa, her şeyi otomatik yapsın ben uğraşmayayım diyorsanız The SEO Framework doğru seçim olabilir. Bu eklenti, WordPress’in varsayılan felsefesine uygun şekilde, gereksiz arayüz eklemeden sitenize SEO meta verilerini ekler ve optimize eder. Örneğin, yazı başlıklarınızı ve içeriklerinizi analiz edip, siz ekstra bir şey yapmasanız da mantıklı meta açıklamalar üretir. Renk kodlu bir SEO barı ile her içeriğin SEO durumunu gösterir (yeşil iyi, sarı orta vs.). The SEO Framework, daha teknik kullanıcıların takdir ettiği bir eklenti; çünkü kod kalitesi ve hız açısından çok başarılı. Ayrıca hiçbir premium sürümü yok, tamamen ücretsiz ve açık kaynak. Eklentinin geliştiricisi, SEO hakkında pek çok detayı otomatikleştirdiğini iddia ediyor (örneğin kanonik URL’leri kendi belirliyor, açık grafik etiketlerini otomatik dolduruyor vs.). Eğer Yoast/Rank Math gibi eklentiler size fazla karmaşık geliyorsa veya sitenizin olabildiğince hafif kalmasını istiyorsanız, The SEO Framework denenebilir.

Yukarıda saydıklarımız dışında da SEO’ya yardımcı eklentiler ve araçlar mevcuttur. Örneğin:

  • Broken Link Checker: Sitenizdeki bozuk linkleri tespit ederek SEO kaybını önler, fakat kendisi biraz kaynak tükettiğinden artık online araçları kullanmak tercih ediliyor.
  • Redirection: 404 hatalarını tespit edip yönlendirme kuralları oluşturmanızı sağlar (Rank Math veya Yoast Premium kullanmıyorsanız çok işinize yarar).
  • Schema Pro veya WP Schema: Eğer SEO eklentinizin sunduğundan daha kapsamlı yapılandırılmış veri eklemek isterseniz bu tür eklentiler var.
  • XML Sitemap & Google News: Haber siteleri için Google News site haritası eklentileri gibi spesifik araçlar bulunuyor.
  • Yoast SEO Glue, AMP eklentisi, vb.: Özel ihtiyaçlara yönelik eklentiler de var.

SEO Eklentisi Olmadan WordPress SEO Olur mu?

WordPress kullanırken SEO eklentileri gerçekten işimizi kolaylaştırıyor. Peki hiç SEO eklentisi kurmasak da SEO yapabilir miyiz? “SEO eklentisi olmadan WordPress SEO olur mu?” sorusunun cevabı: Evet, mümkündür ama oldukça zahmetlidir ve hata yapma riskini artırır.

Referanslar:

  1. WPBeginner – “Ultimate WordPress SEO Guide for Beginners”
  2. WPBeginner – “What is SEO? (WordPress Glossary)”
  3. WPBeginner – WordPress SEO Settings Critical for SEO Success
  4. Search Engine Journal – “Wix vs. WordPress: Which Is Better for SEO?”
  5. Search Engine Journal – “Scan of 140K Sites Reveals Best WordPress Plugins”
  6. Ahrefs Blog – “15 Easy SEO Tips for Higher Rankings”
  7. Yoast Blog – “Image SEO: Optimize alt text and title text”
  8. Yoast Blog – “Taxonomy SEO: Optimize categories & tags”
  9. WPBeginner – Yoast vs AIOSEO Comparison / Why WPBeginner switched
  10. WPBeginner Comments – User “Olaf” on SEO plugins necessity
  11. Moz (via seobyaxy.com) – Backlinks as top ranking factor (~30%)
  12. Reddit – SEO without plugins discussion (genel kanaat)
  13. John Mueller (Google) via SEJ – Quote on Wix SEO progress
error:İçerik Korunmaktadır.